Tripsler:Thrips tabaci Lind. Frankliniella occidentalis
(Pergande) (Thysanoptera: Thripidae)
Tanımı, yaşayışı ve zarar şekli
Erginler
açık sarı veya sarımsı esmer renkli, genelde 0,5–2
mm boyunda, dar ve
silindir vücutludur.
Kanatlarının
kenarında kirpik
şeklinde
saçaklar vardır. Bu nedenle kirpik kanatlılar denir. Yumurtası bitki dokusu içine bırakılır ve gözle görülemeyecek kadar küçüktür. Larva ergine benzer, erginden farkı kanatlarının olmamasıdır.
Ergin ve larvalar yaprağın alt yüzünde bulunur ve oldukça hareketlidirler. Dişiler yumurtayı daha çok yaprak, çiçek yaprağı gibi daha yumuşak doku içine bırakır. Yumurtadan çıkan larvalar oldukça hareketli olup yaprağın alt yüzünde beslenirler.
Şekil 10.Frankliniella occidentalis Şekil 9. Thrips tabaci
Thrips tabaci yaşamı boyunca 70-100
yumurta bırakır
(Şekil 9). Bir neslini ortalama 14-30
gün arasında tamamlar ve yılda 3-10 nesil verir. F.occidentalis ise yaşamı boyunca 150-300
yumurta bırakır
ve yılda en fazla 15 nesil verir (Şekil 10). Frankliniella occidentalis bitkinin her tarafında görülmekle birlikte, polen ile beslendiğinden dolayı özellikle büyüme noktasında, tomurcuk ve çiçekte bulunur. T. tabaci ise özellikle yaprak altında olmak üzere bitkinin her tarafında görülür. Gerekli koşullar uygun olduğu sürece seralarda yıl
boyunca yaşamını sürdürür.
Ergin ve larvalar, bitkilerin yaprak, sap ve meyvelerin epidermis tabakasını zedeler ve çıkan öz suyu emerek beslenirler. Tripsin beslendiği bölgedeki hücreler ölür ve yaprakta boşalmış hücre boşlukları hava ile dolarak beyaz gümüşi renkte lekeler meydana getirir. Bu durum yaprakların özümleme yapma kapasitesini düşürür. Yapraklar gevrekleşir ve kenarı kıvrılır. Meyve veya kapsüllerde beslenme sonucu gümüşi lekeler görülür ve meyvede şekil bozukluklarına neden olabilir. Ayrıca
dışkılarıyla yaprak altında siyah lekeler meydana getirir.
F. occidentalis’in yapraktaki zararı T. tabaci’ye benzer. F. occidentalis özellikle büyüme noktası, tomurcuk
ve
çiçekte beslenir. Dişilerin domates ve biber meyvelerinde yumurta bıraktıkları dokunun etrafında açık renkli hale oluşur, bu da meyvenin pazar değerini düşürür.
Tripsler virüs taşıyıcısı olmaları nedeniyle dolaylı olarak önemli ürün kayıpları meydana getirmektedirler. Bunlardan en önemlisi Domates lekeli solgunluk virüsüdür. Polifag bir zararlıdır ve özellikle hıyar, biber, patlıcan, domates ve fasulyede zararı önemlidir.
Biyolojik mücadelesi
Ülkemizde bu zararlılara karşı yaygın biçimde kimyasal mücadele uygulanmaktadır. F. occidentalis beslenme için çiçek ve çiçek tomurcuklarını tercih etmesi nedeniyle uygulanan kimyasal ilaçlardan korunabilmektedir. Dolayısıyla bu zararlının kimyasal mücadelesinde başarı, diğer zararlılar ile karşılaştırıldığında istenilen oranlarda gerçekleşmemektedir.
Tripslerin BM’sinde özellikle Orius spp. önemli bir konuma sahiptir. Örneğin; F. occidentalis’in BM’sinde ülkemizin de içinde yer aldığı palearctic bölgede, O. aldipennis, O. laevigatus, O. majusculus, O. niger yaygın biçimde kullanılmaktadır. Orius spp. türleri içerisinde ülkemizde ve Avrupa ülkelerinde sera şartlarına en iyi uyum sağlayan türün O. laevigatus olduğu bildirilmektedir (Şekil 11). Bu türde zorunlu diyapoz olmayıp sadece düşük sıcaklıklarda çok hafif bir uyuşukluk görülmekte ve uygun
sıcaklıkta
tekrar
aktif
hale
geçerek
beslenme ve
üremeye
devam etmektedir. Bu özelliğinden, yani kış boyunca aktif kalabilmesinden dolayı tripslerin BM’sinde kullanılmaktadır.
.
laevigatus’un biber bitkisinde 1-2 adet /bitki oranında salındığında çiçek tripsini kontrol altına alabildiği bilinmektedir. Ülkemizde örtüaltında tek ürün yetiştiriciliğinde, O. laevigatus’un F. occidentalis’e karşı etkinliği ile ilgili yapılan çalışmalarda, Ekim ayında biberde 4 ve patlıcanda 6 adet ergin/ m2
salım yoğunluklarında zararlının
baskı altına alındığı belirlenmiştir. Ancak, kış aylarında ısıtma yapılmayan seralarda, sera sıcaklığının düşüşüne bağlı olarak, faydalı
popülasyonu azalmakta ve
Mart başlarında, aynı yoğunluklarda salımların tekrarlanması gerekebilmektedir. Ancak, seralarda yetiştirilen hıyar çeşitleri polen vermediklerinden dolayı Orius spp. ’nin seraya yerleşmesi kolay olmayıp, trips yoğunluğu yüksek düzeylere ulaştıktan sonra seraya yerleşmektedir ve bu durumda meyvelerin zarar görmesine sebep
olmaktadır.
Serada tripslerin BM’sinde avcı akarlar da kullanılmakta olup, kullanımları Neoseiulus barkeri (=Amblyseius mckenziei) ile başlamıştır. Ancak daha sonraları kuzey Avrupa kıtasına ait yerli tür Neoseiulus (=Amblyseius) cucumeris serada zararlı çiçek tripsi, F. occidentalis’in BM’sinde daha başarılı olmuştur. Günümüzde tripslerin BM’sinde
en fazla kullanılan tür budur. N. cucumeris kısmen biber bitkisinde daha fazla kullanılmakta olup, aynı zamanda polen ile beslendiği için avının yokluğunda dahi serada varlığını sürdürebilmektedir. Ancak serada yetiştirilen yeni hıyar çeşitleri partenogenetik olarak çoğaldıklarından polen vermemektedirler. Bu yüzden N. cucumeris’in kullanıldığı serada hıyar bitkisi üzerinde F. occidentalis’in kontrol altına alınmadan önce yüksek yoğunluklara ulaşabildiği ve salımın birkaç kez tekrarlanmasıyla yoğunluğun ancak düşürülebildiği bildirilmektedir. Fakat bu uygulamanın yüksek maliyetinden dolayı ekonomik olmamasına rağmen, trips mücadelesinde kullanılabilecek ticari olarak bulunabilecek başka bir doğal düşman olmadığı için
en yaygın kullanılan predatör olduğu bildirilmektedir. Diğer yandan A. cucumeris’in F. occidentalis’in biyolojik kontrolünde kullanımı ile ilgili başka olumsuzluklarda bulunmaktadır (Şekil 12).
Bu türde diyapoz görülmekte, ayrıca yüksek sıcaklıklarda çalışamamakta ve yumurtalarının açılması için yüksek oranda neme ihtiyaç duyulmaktadır. Bu özelliklerinden dolayı Akdeniz
bölgesinde kullanımı sınırlı kalmaktadır. Diğer phytoseiid, Amblyseius (=Iphiseius) degenerans’ın Akdeniz iklimine iyi adapte olmasına ve trips kontrolünde etkinliğine rağmen bu avcının kitle üretiminde zorluklarının olduğu bildirilmektedir (Şekil 13).
Son yıllarda yapılan çalışmalarda, tripslerin BM’sinde kullanılabilecek yeni avcı akar türleri tespit edilmiştir. Bu çalışmalarla yurdumuzun Doğu Akdeniz Bölgesinde varlığı turunçgil bahçelerinde tespit edilen
Amblyseius swirskii’nin, F. occidentalis ve B. tabaci’ye karşı domates hariç serada yetiştirilen birçok üründe etkili olduğu bildirilmektedir (Şekil 14). Bu avcı phytoseiid’in kitle üretim metodunun geliştirildiği, trips ve beyazsinekleri aynı anda kontrol altına alabildiği ve böylece bu zararlıların yoğun görüldüğü Avrupa’nın güneyinde yer alan ülkelerin seralarında BM açısından bir dönüm noktası oluşturduğu bildirilmektedir.
Thrips tabaci seralarda görülmekle birlikte, bu türün zararı, F. occidentalis’in vermiş olduğu zarar yanında önemli bir tehdit olarak değerlendirilmemektedir. Genel olarak F.occidentalis’i kontrol altına alan doğal düşmanlar T. tabaci’yi de kontrol altına almaktadır.
Eğer predatör salımı yapılıyorsa, bitkide koltuk ve yaprak alma işlemleri sırasında kopartılan alt yapraklar, bir kaç gün sera içerisinde bırakılarak, mevcut yumurtaların çıkışı ve nimflerin bitkilere geçmesi sağlandıktan sonra seradan uzaklaştırılmalıdır.
Ülkemizde tripslerle mücadele amaçlı tavsiye alan BM etmenlerinin, zararlının yoğunluklarına bağlı olarak tavsiye edilen salım yoğunlukları Ek çizelge 1’de verilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder