31 Aralık 2013 Salı

Tripslere Karşı Biyolojik Mücadele

 Tripsler:Thrips tabaci Lind. Frankliniella occidentalis
(Pergande) (Thysanoptera: Thripidae) Tanımı, yaşayışı ve zarar şekli
Erginler ık sa veya sam esmer renkli, genelde 0,5–2 mm boyunda, dar ve silindir cutludur. Kanatlarının kenanda kirpik şeklinde saklar varr. Bu nedenle kirpik kanatlılar denir. Yumurta bitki dokusu içine bırakılır ve gözle rülemeyecek kadar küçüktür. Larva ergine benzer, erginden far kanatlarının olmamasıdır.


Ergin ve larvalar yaprağın alt yüzünde bulunur ve oldukça hareketlidirler. Dişiler yumurta daha çok yaprak, çiçek yaprağı gibi daha yumuşak doku içine bırakır. Yumurtadan çıkan larvalar oldukça hareketli olup yaprağın alt yüzünde beslenirler.




Şekil 10.Frankliniella occidentalis                  Şekil 9.      Thrips tabaci







Thrips tabaci yaşa boyunca 70-100 yumurta bırakır (Şekil 9). Bir neslini ortalama 14-30 gün aranda tamamlar ve yılda 3-10 nesil verir. F.occidentalis ise yaşa boyunca 150-300 yumurta bırakır ve yılda en fazla 15 nesil verir (Şekil 10). Frankliniella occidentalis bitkinin her tarafında rülmekle birlikte, polen ile beslendiğinden dola özellikle büme noktanda, tomurcuk ve çiçekte bulunur. T. tabaci ise özellikle yaprak alnda olmak üzere bitkinin her tarafında rülür. Gerekli koşullar uygun olduğu sürece seralarda yıl boyunca yaşamını sürdürür.



Ergin ve larvalar, bitkilerin yaprak, sap ve meyvelerin epidermis tabakasını zedeler ve çıkan öz suyu emerek beslenirler. Tripsin beslendiği bölgedeki hücreler ölür ve yaprakta boşalmış hücre boşlukla hava ile dolarak beyaz müşi renkte lekeler meydana getirir. Bu durum yaprakların özümleme yapma kapasitesini düşürür. Yapraklar gevrekleşir ve kenarı kıvrır. Meyve veya kapsüllerde beslenme sonucu müşi lekeler rülür ve meyvede şekil bozukluklana neden olabilir. Ayrıca dışkılarıyla yaprak alnda siyah lekeler meydana getirir.


F.  occidentalisin yapraktaki zara T. tabaciye benzer. F. occidentalis özellikle büme noktası, tomurcuk ve çiçekte beslenir. Dişilerin domates ve biber meyvelerinde yumurta bıraktıkla dokunun etrafında ık renkli hale oluşur, bu da meyvenin pazar değerini düşürür.


Tripsler virüs taşıyıcı olmala nedeniyle dolay olarak önemli ürün kayıpla meydana getirmektedirler. Bunlardan en önemlisi Domates lekeli solgunluk virüsüdür. Polifag bir zararlıdır ve özellikle hıyar, biber, patlıcan, domates ve fasulyede zara önemlidir.


Biyolojik  mücadelesi

 Ülkemizde bu zararlılara karşı yaygın biçimde kimyasal mücadele uygulanmaktadır. F. occidentalis beslenme için çiçek ve çiçek tomurcuklarını tercih etmesi nedeniyle uygulanan kimyasal ilaçlardan korunabilmektedir. Dolayısıyla bu zararlının kimyasal mücadelesinde başarı, diğer zararlılar ile karşılaştırıldığında istenilen oranlarda gerçekleşmemektedir.





Tripslerin BMsinde özellikle Orius spp. önemli bir konuma sahiptir. Örneğin; F. occidentalisin BMsinde ülkemizin de içinde yer aldığı palearctic bölgede, O. aldipennis, O. laevigatus, O. majusculus, O. niger yaygın biçimde kullanılmaktadır. Orius spp. türleri içerisinde ülkemizde ve Avrupa ülkelerinde sera şartlana en iyi uyum sağlayan türün O. laevigatus olduğu bildirilmektedir (Şekil 11). Bu türde zorunlu diyapoz olmayıp sadece düşük sıcaklıklarda çok hafif bir uyuşukluk rülmekte ve uygun sıcaklıkta tekrar aktif hale geçerek beslenme ve üremeye devam etmektedir. Bu özelliğinden, yani kış boyunca aktif kalabilmesinden dolayı tripslerin BMsinde kullanılmaktadır.


          Şekil 12. Amblyseius cucumeris






.    laevigatusun biber bitkisinde 1-2 adet /bitki oranda sanğında çiçek tripsini kontrol alna alabildiği bilinmektedir. Ülkemizde örtüalnda tek ürün yetiştiriciliğinde, O. laevigatusun F. occidentalise karşı etkinliği ile ilgili yapılan çalışmalarda, Ekim anda biberde 4 ve patlıcanda 6 adet ergin/ m2 salım yoğunluklanda zararlının bas alna anğı belirlenmiştir. Ancak, kış aylanda ısıtma yapılmayan seralarda, sera sıcakğının düşüşüne bağ olarak, faydapopülasyonu azalmakta ve Mart başlanda, aynı yoğunluklarda samların tekrarlanma gerekebilmektedir. Ancak, seralarda yetiştirilen hıyar çeşitleri polen vermediklerinden dola Orius spp. nin seraya yerleşmesi kolay olmayıp, trips yoğunluğu yüksek düzeylere ulaştıktan sonra seraya yerleşmektedir ve bu durumda meyvelerin zarar rmesine sebep olmaktadır.



Serada tripslerin BMsinde av akarlar da kullanılmakta olup, kullanımla Neoseiulus barkeri (=Amblyseius mckenziei) ile başlamışr. Ancak daha sonrala kuzey Avrupa kıtana ait yerli tür Neoseiulus (=Amblyseius) cucumeris serada zarar çiçek tripsi, F. occidentalisin BMsinde daha başarı olmuştur. Günümüzde tripslerin BMsinde  en fazla kullanılan tür budur. N. cucumeris kısmen biber bitkisinde daha fazla kullanılmakta olup, aynı zamanda polen ile beslendiği için avının yokluğunda dahi serada varğını sürdürebilmektedir. Ancak serada yetiştirilen yeni hıyar çeşitleri partenogenetik olarak çoğaldıklandan polen vermemektedirler. Bu yüzden N. cucumerisin kullanıldığı serada hıyar bitkisi üzerinde F. occidentalisin kontrol alna alınmadan önce yüksek yoğunluklara ulaşabildiği ve salımın birkaç kez tekrarlanmasıyla yoğunluğun ancak düşürülebildiği bildirilmektedir. Fakat bu uygulamanın yüksek maliyetinden dola ekonomik olmamana rağmen, trips mücadelesinde kullanılabilecek ticari olarak bulunabilecek başka bir doğal düşman olmadığı için en yaygın kullanılan predatör olduğu bildirilmektedir. Diğer yandan A. cucumerisin F. occidentalisin biyolojik kontrolünde kullanımı ile ilgili başka olumsuzluklarda bulunmaktadır (Şekil 12).





Ş
ekil 13. Amblyseius degenerans                 






Bu türde diyapoz rülmekte, ayrıca yüksek sıcaklıklarda çalışamamakta ve yumurtalarının ılma için yüksek oranda neme ihtiyaç duyulmaktadır. Bu özelliklerinden dola Akdeniz bölgesinde kullanımı sınır kalmaktadır. Diğer phytoseiid, Amblyseius (=Iphiseius) degeneransın Akdeniz iklimine iyi adapte olmana ve trips kontrolünde etkinliğine rağmen bu avcının kitle üretiminde zorluklarının olduğu bildirilmektedir (Şekil 13).



Son yıllarda yapılan çalışmalarda, tripslerin BMsinde kullanılabilecek yeni av akar türleri tespit edilmiştir. Bu çalışmalarla yurdumuzun Doğu Akdeniz Bölgesinde varğı turunçgil bahçelerinde tespit edilen Amblyseius swirskiinin, F. occidentalis ve B. tabaciye karşı domates hariç serada yetiştirilen birçok üründe etkili olduğu  bildirilmektedir  (Şekil 14). Bu av phytoseiidin kitle üretim metodunun geliştirildiği, trips ve beyazsinekleri aynı anda kontrol alna alabildiği ve böylece bu zararlıların yoğun rüldüğü Avrupa’nın neyinde yer alan ülkelerin seralanda BM açından bir dönüm nokta oluşturduğu bildirilmektedir.


Thrips tabaci seralarda rülmekle birlikte, bu türün zararı, F. occidentalisin vermiş olduğu zarar yanda önemli bir tehdit olarak değerlendirilmemektedir. Genel olarak F.occidentalisi kontrol alna alan doğal düşmanlar T. tabaciyi de kontrol alna almaktadır.



er predatör salımı yapılıyorsa, bitkide koltuk ve yaprak alma lemleri sıranda kopartılan alt yapraklar, bir kaç gün sera içerisinde bırakılarak, mevcut yumurtaların çıkışı ve nimflerin bitkilere geçmesi sağlanktan sonra seradan uzaklaştırılmalıdır.





Ülkemizde tripslerle mücadele amaç tavsiye alan BM etmenlerinin, zararlının yoğunluklana bağ olarak tavsiye edilen salım yoğunlukla Ek çizelge 1de verilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder